30 Kasım 2015 Pazartesi

Halüsinasyon (Alein KENTIGERNA)

KİTAP KÖŞESİ


“Her insanın yüreğinde karanlık bir kuyu vardır ve öldürmek insanın en doğal hakkıdır!”



İyi bir polisiye romanı yazmak için en önemli şart öykünün akıcı olmasıdır demişti Yonca Eldener bir söyleşisinde. Birazdan, fazla heyecanını kaçırmadan bahsetmeye çalışacağım kitap kesinlikle bu şartı yerine getiriyor. Akıcı öyküsü, dehşet verici anlatımı ve sizde bıraktığı okuma heyecanıyla, polisiye ve gerilim severlerin kalbini tam 12’den vurmuş bir romanda söz edeceğim…

Aslında bu kitaba şans eseri sahip oldum. Bir kitap mağazasında dolaşıp, kitap karıştırırken beğenip aldığım Halüsinasyon romanı, okumaya başladıktan sonraki 3-4 günümü tamamıyla etkisi altına aldı. Okudukça bırakamadım, okudukça okumak istedim. Yukarıda gördüğünüz etkileyici cümle de kitabın en başından bir alıntı. Böyle merak uyandıran bir cümleyle açılan kitap, okuyucuyu anında kapıyor. Çok da “spoiler” vermeden konusundan bahsetmek gerekirse, hikâye bir seri katil üzerine kurulu… Mesleğinde başarılı ama hayattan sınıfta kalmış ajan Mike ise seri katilin peşine düşer. Hikâyenin geçtiği Philadelphia’nın görüp görebileceği en vahşi, en korkunç ve en sıra dışı seri katili yakalama görevi ondadır. Ajan Mike, katilin peşine düşer ve katil de onun… Doğradığı her kurbanının üzerine başka bir kadının adını dağlayan bir sapığın sonunu getirmeye çalışan ajanımızı zor ve korkunç günler beklemektedir…

Konudan da bahsettikten sonra kitap hakkındaki ufak görüşlerimi aktarmak istiyorum. Kitap bu güne kadar okuduğum en iyi gerilim ve polisiye romanı diyebilirim! Sürükleyici anlatımıyla 421 sayfanın nasıl bittiğini anlamadım bile. Bu türleri sevenlere kesinlikle tavsiyedir. Kitabı okuduktan sonra ilk defa duyduğum Alein Kentigerna ismini bir araştırıyım dedim. Fakat yazar hakkında internette en ufak bir bilgi yok! Bir resmini dahi bulmak imkânsız! Böyle olması beni daha da meraklandırdığı için yazarın diğer kitaplarını da alıp okudum. Onlardan da başka yazılarda bahsederiz.

Toparlamak gerekirse, yukarıda da bahsettiğim gibi gerilim ve polisiye severlerin alıp okumaları gereken kitaplardan biri olduğunu düşündüğüm bir kitabı konuştuk. Yazarın aralarda kullandığı etkileyici cümleleri bir kenara not almayı unutmayın!

Yazar: Alein Kentigerna
Yayınevi: Panama Yayıncılık
Sayfa sayısı: 421
Türü: Gerilim, polisiye


ertekin

29 Kasım 2015 Pazar

La Revolution Des Oeillets (En Français)

Un peu d'histoire

I. Guerre Mondiale était la première grande guerre que les gens ont vue. A cause de cette guerre, dans l’Europe, les systèmes totalitaires ont commencé à apparait comme l’Allemagne d’Hitler ou l’Italie de Mussolini. Les majorités du peuple ne connaissent pas mais il y avait un autre dictateur et le système totalitaire qui s’appelle « l’Estodo Novo » comme « L’Etat Nouveau » de Portugais de Salazar.


Il y avait un coup d’Etat à Portugais en 1926.  Les conservateurs ont formé le nouveau gouvernement de Portugais. Antonio de Olivieira Salazar a devenu le président de la partie conservateur. Donc, le dicta qui va durer 36 ans de cet homme qui était l’admirateur de Mussolini ont commencé. Pendant la II. Guerre Mondiale, Salazar a voulu participer à la guerre à côté d’Allemagne (parce qu’il était l’admirateur d’Hitler aussi.) mais la situation économique et la situation militaire n’a pas permis à Salazar de réaliser cet idée. La Portugais ne joignait pas II. Guerre Mondiale mais grâce au soutien de l’Allemagne, l’économie de Portugais n’a pas fait faillite. En 1961 à Angola, en 1964 à Guinée et à Mozambique, il y avait les guerres d'Indépendance. Ces évènements ont beaucoup affaibli le dictat de Salazar. En 1968, Salazar a eu une hémorragie cérébrale. Il a dû laisser la présidence. Tout le monde a pensé que Salazar n’a pas beaucoup de temps à vivre. Mais le plus puissant homme de Portugais en 20.âge, n’a pas l’intention de renoncer leur dictat facilement. Il est guéri avec  embrouiller tout le monde. Il vivait 2 ans plus et en 1970, il a perdu sa vie.


Apres Salazar, le système de Salazar a continué. Apres l’hémorragie cérébrale de Salazar, Marcelo Ceatono qui a fait l’assistance de Salazar plus d’année, a devenu le nouveau président de Portugais. Ceatono a été le président pour 4 ans et il a protégé le système « L’Etat Nouveau » de Salazar. Mais le peuple n’était pas content. En 25 Avril 1974, l’armée portugaise qu’a été géré par le général Antonio de Spinola a fait un coup d’Etat et le dictat Salazariste qui a duré 41 ans, s’est écroulé. A 25 Avril, l’armée a communiqué avec la chanson qui était au radio. Pendant le coup d’Etat, il y avait un couvre-feu mais le peuple était si ennuyé de « L’Etat Nouvelle », ils n’ont pas suivi la ligne et ils sont sortis sur les rues pour célébrer l’armée qui avait fait le coup d’Etat. Les soldats qui ont fait le coup, misent les œillets dans leur arme et ils ont traversé comme ça dans les rues de Lisbonne. C’était à dire, ils font le coup d’Etat sans nuire aux peuples.  Apres le coup, Ceatono a échappé en Brasil.

« L’Etat Nouveau » qui a duré 41 ans, était un système fasciste et il a voulu contrôler la vie économique, culturelle, sociale et politique du peuple. Et ce système fasciste a été fini par les œillets… « L’Etat Nouveau » était un dictat plus longue en Europe.


Aujourd’hui les Portugaises ont célébré la jour 25 Avril comme « la journée de la liberté »


ertekin 

Kansız Devrim: Karanfil Devrimi (Türkçe)

Tarihsel Köşe

İnsanlığın gördüğü ilk büyük dünya savaşı olan I.Dünya Savaşı, özellikle Avrupa’da Hitler’in Almanya’sı, Mussolini’nin İtalya’sı gibi totaliter rejimlerin doğmasına neden oldu. Bunlardan biri de kamuoyu tarafından fazla bilinmese de Salazar’ın “l’Estodo Novo” yani “Yeni Devlet” dediği Portekizdi. 


 I.Dünya Savaşı’nın izleri yeni yeni silinmeye başlanmışken, 1926’da Portekiz’de bir darbe yaşandı. Darbe muhafazakârları hükümet yapmıştı. Antonio de Olivieira Salazar, 1932 yılında muhafazakâr partinin başına geçti. Böylece Mussolini hayranı bu adamın 36 yıl sürecek diktası başlamış oluyordu…  II. Dünya Savaşı zamanı geldiğinde Antisemit olmasa da sempati duyduğu Nazilerin yanında savaşa girmek istese de ülkesinin gerek ekonomik, gerek askeri durumu buna engel oluyordu. Savaşa girmedi. Ama savaşa girmese dahi savaş ortamından dolayı alt üst olan ekonomi, Portekiz’i de etkiledi. Savaş bitene kadar Hitler Almanya’sından yardım almaya devam etti. 1961’de Angola’da, 1964’te Gine ve Mozambik’te başlayan bağımsızlık mücadeleleri rejimini çok yıprattı. 1968’de ise beyin kanaması geçirdi ve komaya girdi. Beyin kanaması geçirdikten sonra başkanlığı bırakmak zorunda kaldı. Herkes kalan ömrünün çok kısa olacağını, ölümünün yakın olduğunu konuşuyordu. Fakat o dönem Portekiz’inin en güçlü adamının kolay kolay ölüme pes etmeye niyeti yoktu. Herkesi şok ederek birden iyileşti. 2 sene daha yaşadı ama çok sevdiği o başkanlık koltuğuna bir daha oturamadı. 1970’de ise hayatını kaybetti.


Salazar olmasa dahi Salazar rejimi bitmedi. Beyin kanaması geçirdikten sonra yerine geçen Marcelo Ceatono onun yıllarca yardımcılığını yapmıştı. Ceatono 4 yıl boyunca devlet başkanlığı yaptı ve Salazar’ın kurduğu “Yeni Devlet” sistemini korudu. Fakat halk artık sesini çıkarmaya başlamıştı. Tarihler 25 Nisan 1974’i gösterdiğinde ise Portekiz’i 41 yıldır meşgul eden dikta rejimi General Antonio de Spinola yönetimindeki ordu tarafından darbe ile yıkıldı. 25 Nisan günü radyoda çalan bir parça ile şifreli bir mesajlaşma yöntemiyle harekete geçen ordu darbe yaptı. Darbe zamanı sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine rağmen halk “Yeni Devlet”ten o kadar sıkılmıştı ki, darbecilere destek için sokaklara döküldü. Darbeyi gerçekleştiren askerler ise binlerce kişinin olduğu Lizbon sokaklarına silahlarının namlularına, tankların önüne “karanfil” koyarak girdi.  Bu şiddet kullanmayacaklarının bir sembolüydü. Darbenin ardından Ceatono herşeyini bırakıp Brezilya’ya kaçtı.

Tam 41 yıl süren faşist ve halkın sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi hayatını kontrol altına alan “Yeni Devlet” rejiminin işte böyle karanfillerle yıkıldı. Bu devrim ile Batı Avrupa'nın en uzun süreli diktatör yönetimi olan Salazar’ın “Yeni Devlet” rejimi sona ermiştir. Bu darbeyle Avrupa'daki son diktatörlüklerden biri yıkılmıştır.

Günümüzde Portekiz'de 25 Nisan günü “Özgürlük Günü” olarak kutlanmaktadır.  



ertekin